AK Partili Çalık: CHP siyasi takiyye yapıyor
AK Parti Merkez Karar Yönetim Kurulu Üyesi ve Malatya Milletvekili Öznur Çalık, Bir 28 Şubat zulmü olan başörtüsü yasağının devamını isteyen Kılıçdaroğlu, vesayeti karakter, ikiyüzlülüğü siyaset haline getirmiştir” dedi.
AK Parti Merkez Karar Yönetim Kurulu Üyesi ve Malatya Milletvekili Öznur Çalık, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun merhum başbakanlardan Necmettin Erbakan’ın anma programına katılmasına ilişkin, “Erbakan hocayı anma törenine katılıp Türkiye tarihinde kara bir leke olan 28 Şubat postmodern darbesini kınamamak ikiyüzlü takiyyeci siyasettir. Bir 28 Şubat zulmü olan başörtüsü yasağının devamını isteyen Kılıçdaroğlu, vesayeti karakter, ikiyüzlülüğü siyaset haline getirmiştir” dedi.
Milletvekili Çalık, katıldığı 24 TV’de Esra Elönü'nün sunduğu “Arafta Sorular”programında muhalefeti sert sözlerle eleştirdi. Çalık, İYİ Parti’nin CHP ile birlikte hareket ederek savrulmasına şaşırdığını belirterek, “İYİ Parti’nin, CHP ile beraber yol yürüyebilmesi çok büyük bir savrulmadır. CHP’nin, HDP’nin, İYİ Parti’nin ve Saadet Partisi’nin içerisinde olduğu bir ittifakın varlığı beni şaşırtmaktadır” dedi.
Çalık, Milli Görüş hareketinin kurucu lideri merhum başbakanlardan Necmettin Erbakan'ın, vefatının 10. yılında ‘Yaşanabilir Bir Türkiye’ adıyla düzenlenen anma programına CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun katılmasına ilişkin, “28 Şubat’ı destekleyen CHP zihniyetinin bugün o programa katılması ve Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu ile yan yana poz vermesi ilginçtir. Halen fırsat bulsalar o dönemi hortlatmak isterler, milletin iradesine pranga vurmak isterler. Bunlar, Türkiye tarihinde kara bir leke olan ve nice aile dramları yaşatan 28 Şubat postmodern darbesini kınamazlar fakat Erbakan Hoca’nın anma programına katılarak takiyye siyaseti yaparlar, ikiyüzlü siyaset yaparlar. Bunlar bir 28 Şubat zulmü olan üniversitelerde başörtüsü yasağını savunup,
‘Türbanlı hakimin adaleti yerine getireceğinden kuşkum var’ diyenlerdir. TBMM'de kabul edilen üniversitelerde başörtüsü yasağının kaldırılmasıyla ilgili yasanın iptali için Anayasa Mahkemesine yapılan başvuruya hem imza atan hem de dilekçesini Anayasa Mahkemesine koşa koşa götüren Kılıçdaroğlu aslında vesayeti karakter, ikiyüzlülüğü ise siyaset haline getirmiştir. Sadece Kılıçdaroğlu değil CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, ‘Yuppie! Türbanlı rektörümüz olmuş, uzaya füze göndeririz çok yakında. Veya atom çekirdeğini parçalarız’ diye dalga geçmiştir” dedi.
ANNELER ÇOCUKLARININ KOKULARINI BİLİRLER
Öznur Çalık, Diyarbakır annelerinin HDP il binası önündeki evlat nöbetine ilişkin soru üzerine, Diyarbakır annelerinin çığlını herkesin duyması görmesi gerektiğini dile getirdi. Çalık, şunları aktardı: “Diyarbakır Annelerimiz 546 gündür Diyarbakır HDP il binası önünde oturuyorlar. O evlatlar kandırıldılar, zorla kaçırıldılar. Anneler çocuklarının kokularını bilirler, tanırlar ve o kokuların hangi kapıdan geldiğini bilirler ve o kapının HDP kapısı olduğunu biliyorlar. Çocuklarını HDP’nin kandırdığını, kaçırdığını ve HDP’nin de PKK’nın uzantısı olduğunu biliyorlar. PKK’nın çocukların geleceğini, hayatlarını karartan hain bir örgüt olduğunu biliyorlar ve o annelerimiz HDP’nin kapısında evlatlarımızı almadan gitmeyeceğiz diyorlar.”
6 MİLYON OYU SİZ ÇOCUKLARI DAĞA KAÇIRMAK İÇİN Mİ ALDINIZ?
“HDP Kandil’den talimat alan bir partidir” diyen Çalık sözlerini şöyle sürdürdü: “HDP, meclis üyelerinden il başkanlarına ve TBMM’deki milletvekili listesine kadar kimlerin olacağını Kandil’den talimat alarak yapıyor. Demokrasinin sekteye uğratılması için en önemli sebeptir, bütün siyasi partilerinin iradeleri kendilerinde olmalıdır. Siz kim için siyaset yapıyorsunuz? 6 milyon oyu siz çocukları dağa kaçırmak için mi aldınız? Bebek katilini savunmak için mi aldınız? Aklınızı Kandil’e kiraya vererek, Kandil’in vesayetiyle siyaset yaparak demokrasiye katkıda bulunamazsınız. Biz yıllardır yargı, askeri, bürokratik dahil bütün vesayetlerle mücadele ettik. Biz şimdi terör vesayetiyle siyaset yapan HDP’ye bir kez daha diyoruz ki, bu zamana kadar terörle aranıza mesafe koyamadınız. Eğer Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin çatısı altında siyaset yapmak istiyorsanız, terör örgütüyle aranıza mesafe koyacaksınız. Çukur siyaseti yapmayacaksınız.”
BURADA SAFLARIN BELLİ OLMASI LAZIM
Çalık, terör örgütü PKK tarafından alıkonularak Gara'da şehit edilen Jandarma Personel Astsubay Çavuş Semih Özbey’in ailesini geçen hafta bir kez daha ziyaret ettiğini belirterek, “Malatya’da ailemizi evinde ziyaret ettik. O gün ailemiz bizlere, İçişleri Bakanımız Süleyman Soylu’nun televizyon konuşmasını ve sonrasında bizim açıklamamızı dinlediklerini ifade ettiler. Ailemiz, “Sizler bizim yanımızda konuştunuz nasıl inkar eder Pervin Buldan” dediler. Bütün ve büyük fotoğrafa baktığımızda herkesin Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin birliği ve beraberliği için emin adımlarla yürümesi lazım. Burada da safların belli olması lazım. Bir tarafta birliğimize, beraberliğimize kurşun sıkan PKK ve onun uzantısı HDP var. Bir tarafta milli birliği ve beraberliği sağlamak isteyen Cumhur ittifakı var. Sadece HDP değil, HDP’ye dostum diyen, “birlikte iktidar olacağız” diyen ve her gün milletin değerleriyle kavga eden Kılıçdaroğlu’nun CHP’si var. CHP, 70 yıldır tek başına iktidar yüzü göremeyen bir parti. Bu gidişle milletimiz onlara bir daha tek başına da, dostlarıyla birlikte de iktidar yüzü göstermeyecek” diye konuştu.
BUNLAR HANGİ ŞEHİDİMİZİN CENAZESİNE KATILMIŞLAR?
Çalık, HDP’li milletvekillerinin, “PKK ile herhangi bir diyaloğumuz, bir irtibatımız yok” sözlerine de tepki göstererek, “Dönüp bakıyorsunuz bu sözleri söyleyen HDP’li milletvekillerinin sosyal medya hesaplarına, ziyaretlerine, konuşmalarına. Bunlar hangi şehidimizin cenazesine katılmışlar, ailesine taziyeye gitmişler. Bunlar ancak evlatlarımızı katleden teröristlerin cenazelerine katılırlar. Kandil’e, Gara’ya terör örgütün yuva yaptığı yerlere giderler, talimatları alıp Türkiye’ye dönerler. Siyaset yapacaksanız 83 milyon vatandaşımız için siyaset yapacaksınız, terör örgütünün sözcülüğünü yapmayacaksınız. PKK’nın yakıp yıktığı yerlere, ilçelere, caddelere, sokaklara biz sosyal devlet anlayışıyla yatırımlar, hizmetler yapıyoruz ve yapmaya da devam edeceğiz” dedi.
TERÖR ÖRGÜTÜNÜ ALKIŞLAYANLARA MECLİSTE GEREKEN YAPILACAK
HDP milletvekillerine ait fezlekelerle ilgili, CHP ve İYİ Parti'den gelen farklı açıklamaların sorulması üzerine Çalık, Anayasa ve iç tüzük kurallarının belli olduğunu belirterek, “TBMM’nin gündemine gelen bu fezlekeler iç tüzük gereğince Anayasa ve Adalet Karma Komisyonu'na gelecek ve orada raporlar hazırlanacak sonra da Genel Kurul'un gündemine gelecek. Bu konuda biz Cumhur ittifakı olarak üstümüze düşeni yapacağız. Diğer partilerde siyaset yapan milletvekillerinin de terörle arasına mesafe koyamayanlar için gerekeni yapacağını umuyorum. Terör örgütüyle bağlantısı olan, onları alkışlayan, organik yada inorganik bağlarını koparamayan kişiler TBMM’de temsil edilmemeli. Zaten CHP’de bu duruma tepki gösteren, rahatsız olan milletvekilleri de partilerinden bir bir istifa ediyorlar” değerlendirmesinde bulundu.
28 ŞUBAT DEMOKRASİNİN YÜZKARASIDIR
Çalık, 28 Şubat postmodern darbesinin 24’üncü yıldönümüne ilişkin, “28 Şubat süreci bu demokrasinin yüzkarasıdır, tarihin en karanlık sayfasıdır. O dönem 70 bine yakın kişinin gözaltına alındığı, 20 bine yakın öğrenciye çeşitli cezaların verildiği, 5 bine yakın başörtülü öğrencinin soruşturma geçirdiği, 12 binden fazla memurun görevden alındığı veya sürgün edildiği, 8 bine yakın memurun soruşturma geçirdiği, 70'e yakın sivil toplum kuruluşunun kapatıldığı, 80 bin civarında kişinin işten atıldığı, 30 bin kişinin zorunlu izne çıkarıldığı ve nice aile dramlarının yaşandığı bir dönemdir. O dönemde milletin iradesine darbe vurularak Refah Partisi kapatılmıştır. Muhafazakâr olan memleketim Malatya o dönemde darbeciler tarafından pilot il seçilmiştir. Ben o dönemi canlı yaşamış biriyim. O gün başörtülü kızlarımızın sürüklenerek gözaltına alındığına, işyerimin yakınındaki İmam Hatip okulu önünde tankların yürüdüğüne şahit olan ve tankların önünde o ailelerimizle birlikte dimdik durmuş biriyim. Benim doktor olan ablam, 28 Şubat’ın en acı darbesini yaşayanlardan biri. Çalıştığı kamu kurumunda o süreçte ‘ya başını açacaksın yada görevi bırakacaksın’ dediler. Ablam da görevinden istifa etti. Yine bir ablamda öğretmendi eşi ise binbaşıydı. Eşiyle tehdit edildi. Allah bir daha bu millete 28 Şubat'lar, 15 Temmuz’lar yaşatmasın.” ifadelerinde bulundu.